22 Ocak 2014 Çarşamba

10 Mart 2013

Benim güzel, akıllı oğlum, herşeye uyum sağladığın gibi bu yeni düzene de hemen uyum sağladın. Tam 2 haftalık bir çizelgeli çalışmadan sonra, artık 4 saatte bir emiyor ve günde 3 kere 1,5 - 2 saatlik uykular uyuyorsun. Üstelik seni yatağına koyup çıkıyoruz, hemen uyuyabiliyorsun. Bu harika birşey! Sonunda kendimi iyi hissetmeye başladım. Çok önemli birşeyi hallettim ve kendimle gurur duyuyorum, tabii seninle de.. :)


21 Şubat 2013

İnanamıyorum, bu gerçekten bir mucize! İki günlük yatır/kaldır dan sonra bugün seni yatağına koydum ve hiç ağlamadan biraz kafanı sağa sola çevirip, kendi kendine uyudun. Gerçekten inanamıyorum. Nur içinde yat sen Tracy Hogg e mi!
Bu arada, uyku eğitiminle birlikte aynı anda bir yandan da beslenme aralıklarını 3 saatten 4 saate çıkartmaya çalışıyoruz. Gene Tracy yöntemleriyle tabii ki. Her 3 günde bir yarımşar saat atarak. Böylece uyku saatlerinde yeniden düzenlenmiş oluyor. Kitaptaki tabloyu bastırdım, her gün ordaki saatlere göre seni besliyoruz, yatırıp kaldırıyoruz. Mesela eğer sabah uykusu 1,5 saat diyorsa, ondan önce uyanırsan, yatır/kaldır yaparak yeniden uyutuyoruz. Veya fazla uyursan, saati gelince uyandırıyoruz falan. Evet, bayağı çaba gerektiriyor bu iş ve de oldukça katı görünüyor ama bu sayede tamamen düzene girip, sen de daha rahat edeceksin. Bebekler planlanmış bir hayatta çok daha mutlu ve huzurlu olurlarmıs, okuduklarıma göre :)


19 Şubat 2013

Evet, canım oğlum, annen o forum, bu kitap, şu uyku danışmanı şeklinde senin uyku eğitiminle kafayı bozdu aylardır ama sonunda bir karara vardı çok şükür. Tracy Hogg'un yatır/kaldır yöntemini denemeye başladık bugün. Çünkü senelerce aynı yatakta emerek uyumalar da, yatağa koyup kapıyı kapatıp çıkmalar da benim aklıma yatmıyordu bir türlü. Çünkü ben hem senin özgür, bastırılmadan, ezilmeden yetişmeni, hem de bazı limitler ve kurallar olduğunu bilmeni istiyorum. O yüzden Tracy'nin yöntemi tam bana göre. Seni uyanıkken yatağına koyuyorum, ağlayınca kucağıma alıp, susunca gene koyuyorum, eğer susmazsan 2 dakika tutup gene koyuyorum. Bu şekilde bugün senin 50 kere falan kaldırıp koymuşumdur sanırım ama sonunda uyudun, hem de emmeden. Yaşasın, başardım!


6 Eylül 2013 Cuma

8 Şubat 2013

Canım oğlum,
Bugün tam 3. ayını doldurdun. Ben de seniii, kutlamak için ilk defa bir alışveriş merkezine götürdüm :) City's de blogger arkadaşlarımla buluşacaktık, seni de aldım yanıma. Normalde dışarda olmayı çok seviyorsun, her gün seni kanguruyla boynuma asıp yürüyüşe çıkartıyorum, bayılıyorsun. Zaten hep dışarıya, açık havaya alış istiyorum. O yüzden seni alışveriş merkezlerinden, oyuncak mağazalarından, tüketim toplumunun insanın gözüne soktuğu her türlü dayatmadan uzak tutmak istiyorum aslında. Hep sokaklarda oyna, parklara gidelim, ağaçlara tırman, düş kalk istiyorum. Hiç evde oturup televizyon izleme, bilgisayar başında vakit geçirme istiyorum. Hatta babanla şöyle bir fikrimiz var; sana, bizim zamanında sokaklarda oynadığımız bütün oyunları öğretmek istiyoruz. Misket, istop, yakartop, yağ satarım, bal satarım.. O zamanlar böyle oyuncaklar, çizgi filmler falan yokken, çocukların yoktan var ettiği bütün oyunları.. Umarım yapabiliriz ve sen de hoşlanırsın bunlardan.
Neyse, hepsi için daha vakit var, biz gene de bugün senle bir alışveriş merkezi ziyareti yaptık işte, zaten pek de sevmedin, iyi oldu :)











23 Temmuz 2013 Salı

01 Şubat 2013

Evet oğlum, bugün 3. ay kontrolün için Barbaros Bey'e götürdük seni babanla. İlk gittiğimizde o gelmemişti, o yüzden bu sefer özellikle gelmesini istedim, çünkü artık doktoruna karar vermemiz gerekiyor, bir o, bir bu olmaz.
Neyse, gittik, Barbaros Bey her zamanki gibi fazla konuşmadı ama bütün sorularımıza cevap verdi. Bu ara sadece anne sütü emip, mama almamaya başladın (sanırım sütüm yetiyor artık) Nesim Bey'e sorduğumda 'mamayı değiştirin' demişti, Barbasor Bey ise, 'mamayı kes, hiçbir çocuk açlıktan ölmez' dedi. Sonra sana kalça ultrasonu çektirdiğimizi öğrenince 'gerek yoktu ama işte kapitalizm' falan gibi şeyler söyledi. Bir de üstüne aşıdan önce ilaç verdiğimi duyunca ' tedbir olarak ilaç vermek kadar saçma birşey olamaz' dedi ve işte o zaman 'tamam' dedim, 'bizim doktorumuz bu'  Son derece rahat bir adam, 'pişik oldu' deyince 'altını açık bırak', 'burnu tıkalı' deyince, 'odayı soğut' diyor mesela :) Baştan beri bize evi, özellikle senin odanı soğuk tutmamızı önermişti zaten. Ben de ısrarla, babanın bütün karşı koyuşlarına rağmen, kaloriferleri en kısığa alıp, ısıyı 18-19 derecede tuttum hep. Hatta Barbaros Bey, bu sefer 3. ayını dolduduğun için 16-17 dereceye düşürebileceğimi söyledi ama o kadarını yapabilir miyim bilmiyorum baban şimdiden evde eldivenlerle falan dolaşıyor, daha soğuk olursa ne yapar hiç fikrim yok :)
Soğuğa alışman süper birşey bence, o yüzden seni karda bile sıkı sıkı giydirip hergün dışarı çıkartıyorum, hem temiz hava alıyorsun, hem bağışıklık sistemin gelişiyor. Ayrıca soğukta uyuyan bebeklerin, üst solunum sistemlerinde bakteri, virüs üremesi daha az olduğu için, burun tıkanıklığı, nezle gibi sorunları da nadir olurmuş. Üstelik 1 yaşına kadar görülebilen 'ani ölüm sendromu' riski de, sıcakta uyuyanlara göre, daha düşükmüş. Yaa, işte böyle oğluşum, sonuç olarak, senin doktorun Barbaros Bey. Zaten baştan beri biliyordum ama lanet akrep şüpheciliyi işte, annende'acaba' lar hiç bitmiyor :)




30 Ocak 2013

Çok kararsız biri olduğumdan bahsetmiştim ya hani sana daha önce, işte o kararsızlık, doktorun konusunda da kendini gösteriyor.
İlk önce seni Amerikan Hastanesindeki Aylin Hanım'a götürdük, çok şeker, çok da ilgiliydi aslında ama arkadaşlarımdan hep methini duyduğum Etiler'deki Klinilk'i de denemek istedim. Önce orada Barbaros Bey'e gittik 15. gün kontrolün için. Barbaros Bey, doğal yöntemleri ve ilaçsız yaklaşımıyla aslında tam da benim kafama göre biriydi ama benim rahatlatılmaya, dinlenilmeye ve konuşmaya ihtiyacım olduğu o dönemde, fazla konuşmadığı için işime gelmemişti. Sonra 1. ay kontrolünde gene Klinilk'teki Mehmet Bey'e gittik. O daha konuşkandı, uzun uzun muayene etti seni, özellikle süt ve mama konusunda beni biraz olsun rahatlatmayı başardı ama gene de 'hah işte bizim doktorumuz' diyemedim nedense.. 2. ay kontrolün içinse gene çok meşhur, bir çok arkadaşımın tercih ettiği, özellikle teşhisleriyle ünlü Nesim Bey'i deneyelim dedim. Babanla beraber gittik, çok tatlı, tonton, sevimli bir adamdı. Senin sağlık karnendeki farklı doktorları görünce bana 'çocukta birşey yok, sen manyaksın' dedi ve tabii bunun üstüne baban bayıldı Nesim Bey'e. Senin için de 'harika çocuk, mutlu bebek, çok iyi bakmışsınız, aferin size' falan da deyince ben de çok rahatladım ve 'tamam' dedim, 'artık ona gideriz'. Dolayısıyla sonraki muayenende gene ona gittik. Sana sağlık ocağında verem aşısı yaptırmamızı söyledi. Aşıdan önce de, her ihtimale karşı ateş için Minoset vermemi önerdi. Ben hiç ilaç sevmeyen biri olarak, biraz bozuldum tabii ama bugün aşıya gitmeden önce verdim sana ilk ilacını. Sonra da gidip aşılarını yaptırdık. 1 koldan, 2 de bacaklarından. Çok ağladın yapılırken, resmen içim gitti. İlerdeki hastalıklarınla, Allah korusun başına gelebilecek kazalarla nasıl başa çıkacağım bilmiyorum, hiç kıyamıyorum ki sana.
Neyse, doktor konusuna dönecek olursak, Nesim Bey, ilaç vererek beni biraz kuşkuya düşürmüş oldu. Üstelik uyku eğitimin için de, 'bırak 15-20 dakika ağlasın' dedi - ki ben kesinlikle ağlamaya bırakma yöntemine karşıyım - ve bununla, ondan da vazgeçmeme sebep oldu. Sanırım gene Barbaros Bey'e götüreceğim seni, bana en çok uyan o gibi geliyor.







17 Haziran 2013 Pazartesi

18 Ocak 2013

Eğitiminin pek iyi gittiği söylenemez. Gündüz uykularına Şaziye yatırıyor ve arada bir seni uyanıkken yatağına koyup uyutmayı başarıyor ama genelde  buna ağlayarak tepki gösteriyorsun ve maalesef Tracy'nin shh-pat ları da işe yaramıyor. Ben uyuturkense, sanırım benden süt kokusu aldığın için, memeden ayırdığım an yaygarayı basıyorsun. Uyku işini Şaziye'ye bırakıp, iyice yatağında uyumaya alışana kadar karışmasam mı, yoksa hiç takmayıp memede uyutmaya devam ederek bu işi 6. aya mı bıraksam karar veremiyorum. Her gün internette saatlerce uyku eğitimiyle ilgili bilgi arıyorum ama çoğunlukla 6. aydan sonrası için oluyor bulduklarım. Blogundan takip ettiğim ve sonrasinda da maillestigim, Uyku Meleği Seride Samurkaş bile 2,3 - 3 aydan önce bebeklerin uyku döngüleri oturmadığı için eğitimin erken olduğunu söylüyor. Şu an tek yapabileceğimiz arada sırada da olsa, henüz tam dalmadan seni yatağına koymakmış ama onu da ağladığın için yapamıyoruz. Offf ne zor işmiş bu annelik.