5 Mart 2013 Salı

16 Ekim 2012

Yaz'cım, canım, ben sana ne dedim geçen yazdığımda? Şu geçtiğimiz 2 hafta içinde aşağı doğru dönmelisin demedim mi? Bugün gene doktora gittik ve sen hala kafan yukarıda duruyorsun, olmaz ki.. Biliyorum rahatın yerinde böyle ama 3-4 gün içinde dönmezsen normal doğum şansımızı yitiriyoruz. Annen bayağı ameliyat olacak bu durumda. Halbuki ne güzel, doğal yolla kavuşacaktık birbirimize, o çekeceğim sancılardan sonra, senin içimden çıktığını hissedecektim -ki bunun dünyanın en güzel anı olduğunu söylüyorlar- ve sonra seni kucağıma alacaktım, muhtemelen hüngür hüngür ağlayarak. Eğer sezeryan olursam bunların hiçbirini hissetmeyeceğim. Birçokları için iyi bir şey olabilir bu ama ben o anı yaşamak istiyorum. Bunca zamandır bunun için spor yaptım, pelvik hereketlerimi hiç ihmal etmedim, çatımı genişletmek için bir sürü yoga hareketi yaptım. N'olur inat etmesen de, bunların hepsi boşa gitmese, n'olur, n'oooooolur.
Tabii ben kendimi normal doğuma çok hazırladığım için, çok moralim bozuk şu an ama aslında daha önemlisi senin sağlıklı olman, ki çok şükür öylesin. 2 kilo 650 gram olmuşsun ve yanakların daha da tombikleşmiş. Öyle ya da böyle 2-3 hafta sonra kavuşacağız. Ha, bu arda mobilyaların geldi, odan neredeyse hazır. Yarın senin için büyük alışverişe çıkıyorum ilk aylarda ihtiyacın olacak şeyleri almaya. Sonra onları yıkayıp yerleştireceğim dolaplarına, çok zevkli. Ve de bekleyeceğiz artık doğum tarihini..

Geçen hafta İstanbul Fashion Week vardı, hergün bir sürü defileye gittik seninle. Beni böyle karnım burnumda görenler, 'podyumda doğuracaksın' diye dalga geçtiler hep ama anneni biliyorsun, hiçbir şeyden eksik kalmaz. Hem gördüğün gibi topuklardan vazgeçtim, daha ne yapayım :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder